15 Temmuz 2021 Perşembe

dönüm

ve gösterdiler ki.. onlarca yıl her önemli olayda, harekete geçmek, pozisyon almak, direnmek ve kararlı olmak gereken her olayda, birileri tarafından kulağımıza tıkanan ve toplulukların eylemsizliğe sevkolunma arzusunu her seferinde yakalamayı başaran: "haklıyken haksız duruma düşmeyelim" (yani: aman bir şey yapmayalım!), "kendi sayısal argümanlarımızı üretelim ki.." (yani: bürokratik kanallarda enerjiyi boğalım), "bilmemnerede bilmemne olmuş da bişey bişey yapacakmış anlarsınız ya, biz de taktik olarak mmm.." (yani: komploculuk ve klikçilik kanalına çekerek bulandıralım) ve türevi söz ve söylemlerin hepsi aslında korkak, işbirlikçi ve/ya işinibilirlerin bahaneleri ve taktikleriymiş. yapılacak şey gerçekten açıkmış. ve ünvanına layık akademisyenler bunu yapabiliyorlarmış. bir okul bunu gösterdi. 

ama bu momentum, önüne geleni ya hamuruna katan ya da yıkıp geçen bu moğol istilası, geldi geldi geldi, gücünü kaybede kaybede, azala azala, uzandı uzandı uzandı, inceldikçe inceldi ve son gücüyle tınnn diye birilerine çarptı, bir kuruma çarptı, bir üniversiteye tıkırdadı, kalakaldı orda. tükendi. ve bu kurum son noktaydı artık. tüm kurumlar içinde sonuncusuydu. sondu. orda kaldı. aşamadı. insan imreniyor. biz neyin parçası olduk ama nasıl bir yerde olsak gurur duyacaktık.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

bazen de birşeylerin parçası olabilmek, tamamlayan ya da bozmayan, eksikliğini hissettirmeye, eksiğini kapatan olmak, bunların veya bunun gibilerin veya bu şeylerin parçası olmak için parçalanmaması gereken yerlerin parçalanması gerektiği. yazık!!. hem bize, hem bize yaptıklarına, hem kendimize hem benliğimize yaptıklarımıza, yapmalarına izin vermemize yada zorla yapmalarını istememize. kurulu düzen bizi kurmadan kurulmaya gitmezmiş. böyleydi, böyle olacak ve böyle bitecek. kim, ne değiştirebilir?. ayaklarımız başımızın üstünde çıkmaya başlayınca belki de, yada dünya sağına soluna bakmayı kestiği zaman..