21 Aralık 2019 Cumartesi

in girum imus nocte et consumimur igni

tasarım eğitimiyle ilgili bir seri paket gireceğim, düşünce çizgisinin anlarını işaretleyecek. o kadar basit işte. sonra onun yerine ne kadar geri sarsam onu düşünmeye başlıyorum. neden mimar olmuşum? neden akademideydim? neden tüm çabalar böyle sonuçsuz? bu inat.. bu açıklanmaz süreklilik.. insan neye çarpsa onla ilgileniyor, orda çırpınıyor, o an bir parça köpük saçılıyor, bir yere izi çıkıyor.. o kadar işte. açıklamalar yerine anlamsız öyküler birikiyor. sonradan baktığında hiç bir yere oturtamadığın tuhaf, çapraşık anlam bulutları... "oha! varoluşsal krize bak" diyeceğim ama zaten o süreğen krizin arasında bazı yanılsama periyotlarında sanki bir takım şeyler bir yerlere oturuyor gibi gelip geçiveriyor. sürüp giden ise hep o tuhaf ve kaba uygunsuzluk... ve bu süreçte değişen şeyler de var: yorgunluk gittikçe artıyor.

şöyle bir baktım da önceki entry'lere.. son 4 yıldır krizden, anlamsızlıktan başka bir ifade aramamışım burada.. beni doktorayı bitirememek bir rayda tutuyormuş belki... dünyayı bitmeyen doktoralar kurtaracak.