23 Haziran 2011 Perşembe

büyük outline'ların yaşamı ve ölümü

son bir kaç gündür bir parça konsantrasyon yakaladım. bir parça ama. tüm gün o anların gelmesini bekleyerek dolanıyorum. ve bazen 3 dakika taktiği uyarınca oturup bişeylere bakmaya başlayabiliyorum. bu sayede başından beri yaptıklarıma göz attım. projelerimi ve modellerimi hatırladım. raporlarımı okudum. iki adet çok başarılı doktora inceledim. oturdum outline'ımı düzenledim.

en başta, hayretle farkettim, ben ne kadar çok şey yapmışım... bir yandan çok bişey yapmışım gibi gelmiyor, ya da tek başına bir başarı olarak ortada duran tamamlanmış bir proje yok ama incelediğimde sunup tartışacak çok ürünüm var. ve dahası da gelecek. bir sürü dallanma olasılığı da var. doktoradan sonra ele almaya değer şeyler.

bunların bazılarını bir kenara ayırdım. çünkü hem yarımdılar, hem de kendi başına daha sonra üzerine gitmeye değer projeler olduklarını düşündüm. sonra geri kalanını literatür üzerinden tartışmayı düşündüğüm konularla birarada "ördüm".

bir yandan bu outline'da, önceki girişimlerimin aksine olarak, biraz tıkıştırma havası var. şu ana kadar, yaptıklarım arasından bir proje seçip sonra onla ilgili bütünlüklü bir outline çıkarmaya çalışmaktaydım. şimdi tüm yaptıklarımı ve zihnimdeki tartışmayı alıp bunu bir teze dönüştürme yoluna girdim. belki işin doğru yolu bu değil, ama benim çalışmam böyle gelişti. ve galiba böyle gelişmeliydi. ayrıca incelediğim iki tez de bu havadalar. ve sonuç gayet dolu dolu olmuş. iddiaları, tartışmaları ve uygulamaları arasında kolay takip edilebilir yüzde yüz bir karşılıklılık olan basit tezler değil bunlar. belki öyle olsa da iyi olurdu onu da bilmiyorum. ama bir yandan da o uzatılmış bir konferans bildirisi olurdu gibi geliyor. dergi makaleleri dahi öylesi bir basitlikten uzak oluyor genelde.

özetle, bir outline'ım var. yazmaya başlamak için yeterli. şimdi (yarın) tüm kitapları önüme açıyorum. ve yazma boğuşmaları başlıyor.

Hiç yorum yok: