21 Aralık 2012 Cuma

hayır sokratik bir 'iyi' değil

sürekli geziyoruz ama hep kötü yer, tatsız durum, eski mekan. hep alandayız ama kendi zihnimizin ve kurumumuzun içinde kalmak üzere. kapısız penceresiz monadların kentin her bakış noktasına yayıldığını ve tüm perspektifleri ürettiğini umuyoruz. serbest bırakılınca fail kentteki ve mimarlık kültüründeki farklı bir bakış noktasını üretmek üzere muktedir kılınmış olacak. ama atomik fail bir yanılsama ve kapıdan çıkmadan kente ve mekana gidilmiyor. kentin neresine taşınırsak taşınalım hep kendi binamızın içe doğru bakışını yeniden üretmeye devam ediyoruz (demek 'intansif' bu anlama geliyor). işte hem lisans hem de lisansüstü eğitimimizin içe çöküş sebebini buldum nihayet (buna da 'implode' deniyor). bana bravo. iyi mimar olmak için sadece mimarlığın üretim süreçlerini içselleştirmek yeterli değil. iyi mimarlık tecrübe etmemiz lazım. ve tabii bu sorunun peşinde sürüklediği diğer bir sorun, bizi daha kudretli kılacak araçları edinmemiz gerekiyor. ama bu araçların lüzumlu olduğunu idrak edebilmek ve o araçları aramak ve kullanmak için de iyi mimarlık hattı üzerinde yolculuk ediyor olmak gerekiyor. meselenin lisansüstü kesiminde ise, alana gidip boş boş bakmak var. ve sürrealist resimler olarak grafikler, şemalar, haritalamalar ve tablolar. akademik alanın ürettiği tüm kuru ve teknik ifade biçimlerinin öznenin öznelliğini ifade etmek üzere boyadığı resimlere dönüştüğünü görüyoruz. bunun için alana gitmek de gerekmez. bu özne herşeyi zaten bilmiştir. dışarıyla tanışmaz. kapıdan çıkmaz. kurum içe çöker. kurum sadece içten beslenme (inbreeding) yüzünden içe çökmüyor demek istiyorum. asıl sebep baktığı yere bakmamak, incelediğini incelememek, ilk fikirlerini sınamamak. her ders okuma parçalarının oluşturduğu bir evren ve onu anlatan bir felsefi sistem kuruyor. dünya görüşü ise zaten hazır. kurumdan tevarüs edilmişti. bu noktada geri kalan herkesten beklenen bu içe dönen egzersiz hakkında yapıcı eleştirilerde bulunmak, yani gerçek eleştiri işlevini askıya almaktır: idare ediniz.

(ha, bi de ne diyicektim: işte o yüzden 'research-by-design' ya da 'practice-led-research'.)

Hiç yorum yok: