27 Eylül 2011 Salı

bu da akademik mi

doktora artık ilgimi çekmiyor. doktorada çalıştığım konular artık heyecanlı değil. doktorayı bitirmek artık ilginç bir hedef değil. doktoradan, stüdyodan, kurumdan ve galiba araştırmacıdan değilse de kendimden de çok sıkıldım. (araştırmacı bir süre başka konular çalışsa ve beni eğlendirse olmaz mı?)

herhalde anlık, geçici bir düşüş olsa gerek... ya da belki değil.. belki bu kadar uzamaması lazım bazı şeylerin.. belki herşeyin bir heyecan ömrü var. bitirip bir sonrakine geçmek gerekiyor? hayatta herşeyi zamanında virgüllemek, sonra yeni şeyler yapmak.. tempoyu kaybetmemek... zamanında yapmak, sonra yoluna gitmeyi bilmek... polisten sonra çiçekçi çiçekçiden sonra manav manavdan sonra astronot astronottan sonra dalgıç dalgıçtan sonra ev hanımı ev hanımından sonra doktor doktordan sonra mimar mimardan sonra bekçi bekçiden sonra araşgör araşgörden sonra başka..

doktoranın altından kalkabildiğini nihayet görmek ama bu noktaya getirmeyi becerdiğin tezin çok anlamlı olmadığını da bilmek... ya da dünyanın en önemli işiymiş gibilerinden adandığın meşakkatli eğitim faaliyetinin kimseye, öğrencilere dahi pek önemli görünmediğini bilmek. 'geçerli' bir mimarlık yapmaya kastedip, aylarca geceli gündüzlü çalışıp anca herkese entipüften gelen projeler üretebilmek.. zamanla unutacağın o kitapları okumak için ve kimsenin okumayacağı ciltler dolusu tuhaf metni yazmak için tüm zihinsel mesaini bir hayat seferber etmiş olmak. elindeki her işe samimiyetle, bazen de adanarak çalışmış ve hiç boş durmamış olmak, ama bunların hayatta pek bir karşılığını bulamamak? son derece üretken ve fena halde verimsiz. yorgunluk.

'kenardaki-nihilist' dönemlerimde hayatım daha anlamlıydı... karşılığı olmayan üretkenlik o zaman keyifliydi. o çerçeve içinde anlamıydı. gerçekten. ne zaman büyümeye çalıştım, insanlar arasında taş üstüne taş koymaya çalıştım herşey iyice saçmalaştı. teneke trampetteki oskar gibi ben de anca kambur bir cüce olabildim. herkes kendine uygun hayatı yaşamalıydı belki. bazıları trampet çalmaya ve cam kırmaya devam etmeliydi? ya da belki de yapacak bişey yoktu, o zaman trampeti bitirip doktora öğrencisi olmak gerekmişti...

3 yorum:

kişiseltarih dedi ki...

http://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=270216059666361&id=612597990

gönülsüz dedi ki...

sevgili kişisel tarih, sen bize bir tarih verecekmişsin bu sayede sen ben hakan bir görüşmek ki iyi fikir, hadi bir tarih. ve bu link açılmıyor fb'den yolla.

olric dedi ki...

düşmüşsün sen düşmüşsün..velhasıl haklılık payı da vardır biryerlerde mutlaka..ama sonuçta teneke trampetin filmi de pek güzeldi (bir zamanlar anadolu'da da öyle şüphesiz).