13 Haziran 2014 Cuma

hocam sen dur ben emekli olayım

şöyle bir baktım da şubat ayından beri yazdığım ama püblish demediğim 13 adet entry olmuş. bazıları biraz sert ve suçlamalı ama yine de çoğu öyle aman aman yayınlanmayacak notlar da değilmiş. işte açık edesim gelmemiş... tabii aklımda evirip çevirip yazmadığım çok şey de var... zira onlar da öyle ya da böyle suçlamalı ve sıkıntılı... ve yani aslında şu anda yeni bir entry girmek de içimden gelmiyor, e ama bu bitirme stüdyosu pek güzel oldu. oldu yani.. süreç de çok keyifliydi. düzünden keyifli bir süreçti. böyle bir durumun ortaya çıkabilmesi için pek çok faktörün birarada iyi işlemesi gerekiyor ve bu bazen gerçekleşiyor işte. en önemlisi de iyi niyetli, hevesli ve hazır bir öğrenci grubu... sonuç: bir sözü olan ve bunu heyecanlı mekanlara ve mimarlıklara taşıyan ve bunu iyi bir düzeyde ifade etmeyi de başaran proje sayısının yüksekliği... beri tarafta daha sınırlı becerileri ve heyecanları olan ama bu sınırları iyi bilen ve o sınırlar içinde üretmeyi ve işi sonuca ulaştırmayı öğrenmiş başka bir seri öğrenci... ve tabii bir kaç üzücü durum ve iş de vardı ki o kadarı da olur diyelim... insan bu bitirme stüdyosuna bakıp bu okulda her şey yolunda gidiyor derdi. ve belki de gidiyordur.

[ama evet, bitirme ödevine gelindiği anda, her bir öğrencinin kendine has bazı temel eksikleri kalmış oluyor ve bitirme ödevinin de 4 ay süren bir sınavdan ziyade bir stüdyo olarak işlemesi gerekiyor. tabii kadro sıkıntıları gereği bunu gerçekleştiremeyeceğimiz için pratikte başka bir çözüm yolu bulmamız gerekiyor ve aslında bu yol mevcut: en azından her ay biraraya gelinen o 2 gün, yani sadece jürinin o büyük 1 günü değil de projelerin teslim edildiği gün de... ve belki en azından çekirdek jüri tarafından, tüm jürinin projeye yönelik toplu tartışma ve eleştirilerine ek olarak, sürecin yönetimine ve her öğrencinin spesifik eksiklerine yönelik daha yoğun iletişim... en azından bu kadarını yapabiliriz.]

Hiç yorum yok: