28 Ocak 2014 Salı

safları gönderin yiyeceğiz

tüm dünyanın çirkinlik ve bulanıklığa gömüldüğü dönemlerde akademik alanın bir tür kurtarılmış vaha gibi algılandığını sıklıkla görmüşüzdür. ders, stüdyo, araştırma şu rutin ve sıkıcı hayat düzenimizde bazen en önemli renk ve motivasyon kaynağı olmuştur ve bu sanki doğalmıştır. bu bakış esasında tuhaftır. akademikleri sürekli gelmeye devam eden genç bünyelerin saflık enerjisinden beslenenen vampirler olarak resmetmeye varır. daha fazla saf, daha fazla umutlu, daha fazla enerjik gönderin. çünkü bu dolaylarda saflık, enerji ve umut hızlı tüketilmektedir. tüm mekanizmanın ortalama bir seviyede işler halde tutulabilmesi için toplumun henüz paylaşım savaşından pay almamış kesimlerinin enerji kaynağı olarak sisteme beslenmesi gerekmektedir.

2 yorum:

ali dedi ki...

Bu sadece akademi değil toplumsallığın her anında geçerli, naiflerle çabukinanırlarla beslenme yani.

gönülsüz dedi ki...

o da ilginç bir anlam yayılması olmuş :).. tabi benim kastım insanların görece çabuk inanan kesimi değil de genç-yaşlı skalasında ortaya çıkan farklar.