20 Nisan 2012 Cuma

tatil kafası

aslında bu yıl da bir stüdyoya katılıyorum. yazacak hiç bişey olmamakta mı acaba. ama stüdyo artık bu dünyada bu zamanda öğrencinin işte bir öğrenci projesi daha yaptığı bir yer olmakla yetinebilir mi? öğrencinin bir proje daha yapması çok önemli. ve bu projenin zorluğu da düzeyine göre artırılmalı. o da önemli. zorlanınca öğreniyorsun. zorlanmayınca öğrenmiyorsun. ama stüdyo, ya da öğrenci bununla yetinebilir mi? öğrenci araçlarını tekniklerini okumalarını yazmalarını ve mimari dağarcığını zenginleştirmeden o stüdyodan çıkıp gidecekse o hoca işini yapmış sayılabilir mi?

5 yorum:

olric dedi ki...

abi "gönülsüz araştırmacı" lafı nereden geliyor ?

gönülsüz dedi ki...

düşündüm hakkaten nerden geldiğini... eskilerden geliyor. eskilerden kaldı. aslında hala geçerli. çeşitli katmanları, çağrışımları ve ironik vurgusu da içinde.

olric dedi ki...

HÜN'nun bir dipnotunda (2003)gördüm de benzerini:

"Bu geçici sıfatlandırmaya alternatif öneren bir çok arkadas arasında Dr. Belkıs Ayhan Tarhan’ınki bir yakın okuma grubumuzun geçmiste islediği M. Heidegger’in Was heißt Denken?/What is Called Thinking? baslıklı derslerindeki Parmenides ve Herakleitos fragmanlarından esinle, “ ‘gönül’süz akademisyen” oldu;
yani aynı kitapta tartısılan, usu yüksek hızda islerken bir türlü ‘sey’leri dert edinip gerçekten gönlüne çekemeyen ve tam da Nietzsche’nin “son insan” (die letzten Menschen) olarak nitelediği ve modernlik (Neuzeit) kosullarının büyüyen çöllesmesine (»Die Wüste wächst...«) denk düsen tür içinde
düsünülebilecek bir tip. Türkçede yanlıs anlasılmasının biraz önüne geçebilmek için “gönlüdar
akademisyen” diyebilirdim; ama burada tartısacağım toplumsal tip dısında baska nice akademik tipin de ‘sey’leri gönlüne çekip derdi, meselesi (das Sache) yapmak yerine onları birer kuru inceleme ‘nesne’sine indirgedikleri düsünüldüğünde, daha betimleyicisi bulunana dek ‘ersatz yuppie’ sıfatlandırmasını tutacağım."

gönülsüz dedi ki...

hün'ün kim olduğunu bilemedim. heidegger'i böyle içli okumamış olduğum kesin. adı geçen metinlerini okuduğumdan da emin değilim.. ama zaten bu blogdaki gönülsüz, alıntıdaki gönlüdar'ın baya karşıtı gibi duruyor sanki? zaten akademik olduğu halde gönülsüz olabilmesi de ondan.. belki gönülsüz araştırmacı'nın neden, en azından yakın zamana kadar, ve muhtemelen gelecekte de, böyle kanlı canlı olduğu üzerine de bir düşünce çizgisini blogda başlatmalıyımdır... ve olric, yukarıdaki alıntı..

olric dedi ki...

Hasan Ünal Nalbantoğlu - Üniversite A.Ş.de bir ‘homo academicus’:“ersatz” yuppie akademisyen

buradaki gönlüdar çok boktan bir durumu tarif ediyor..isim benzerliği o vakit sadece. bi de serap buluşalım demişti bu hafta sözde biz organize edecektik o işi..hiçbirşey yapasım yok resmen sürünüyorum.