15 Ocak 2010 Cuma

beşdakkadaha | five munit

araştırmacı kış uykusu uyuyor. uyuyanın üstüne kar yağıyor. memleket sürekli kar altındadır. araştırmacının suçu yok bunda. aslında beş dakika boş durmadı. kitaplar, makaleler, konular, kavramlar, tartışmalar güzel. koltuk da güzel. ev sıcak. kahve var. araştırmacı yeni bir harita yapmaya karar verdi (bkz. freemind bkz. vue, kullanınız kullandırınız). bu sefer başka dalgalarda dolanacağız (kkd de katılacak). zihin felsefesi - nörobilim - bilişsel bilimler - bireysel özdeşlik - kendi/benlik - yapay zeka alanlarından ilgili başlıkları, terminoloji açıklamalarını ve tartışmaları bir haritaya yerleştireceğiz. araştırmacı kkd'nin yanına gittiğinde başka bir insana dönüşüyor. kkd'nin kötücül kendine güveni araştırmacıyı etkisine alıyor. allah kimseyi kkd'nin etki alanına sokmasın. araştırmacı oldukça iyimser. beş dakka daha uyuyacak.

i was hibernating, during this winter which turned out to be snowy, but under the bright sun and blue skies. i was reading.. the most exciting books on earth.. popular neuroscience, artificial intelligence, personal identity discussions etc.
and there was coffee.

6 Ocak 2010 Çarşamba

neyse ki artık alıştım | getting used to it

makalemi reddetmişler. 4-5 kişiye okutmuşlar. hepsi de daha çok tanım istiyor, daha açıklık seçiklik, sistemin işleyişine yönelik daha detaylı açıklamalar ve örtük olarak: daha az spekülasyon daha somut veriler... hiçbiri tam olarak ne anlattığımı anlamamış bu da metnin yeterince açık olmadığına işaret ediyor. düzey ve içerik açısından 'iyi'den 'çok zayıf'a kadar çeşitli notlarım var. genel notumun "fair" olduğu söylenebilir. bu da iyi bir not olmuyor belli ki. incelemecilerin bir kısmı metni yine de kabul edilebilir bulmuş gibi. ama son eleştirmenim detaylı biçimde hesabımı kesmiş. sevmemiş yani gayrı-akademik tavrımı tarzımı, cezamı vermiş. çok zayıflarım da ondan gelmiş zaten. incelemecilerin hepsinin üstünde anlaştıkları bir iki detay da var ki hiçbirinin tasarım kuramcısı olmadığı yönünde izlenim bıraktı bende. ben de ne düşünüyordum ki? şunu: konferansın sanat ve tasarım ayağına başvurduğum için daha ferah ve spekülatif bir camiaya hitap edeceğimi sanıyordum. sonuç olarak ne karşımdaki kitleyi ne de hangi düzeyde ve yaklaşımda bir makale beklendiğini anlayamamış olduğum kesin. keyifle ve hızlı yazmıştım ve pek çok noktayı sonra düzeltebilirim sanmıştım. oysa daha hazır bir makale bekleniyormuş belli ki. iyi olmadı bu durum. ferahlayacaktım kabul etselerdi. şimdi hala "yayın yapmam gerekiyor". gerekliliklerhhh. borçluluklarhhh.

yaklaşık beş haftadır okumaya vermiştim kendimi. soruyorlardı "işin başına ne zaman oturuyoruz araştırmacı?" ama ben zaten işin başındaydım. okuyor idim. ve bu böyle devam edebilirdi mutlu mutlu... şimdi kolları sıvayıp üretmeye geçmek gerekiyor tekrar. bütün gün koltuğa yayılıp dünyanın en ilginç metinlerini okumakla kıyaslanırsa ciddi ve yorucu bir çalışma süreci bekliyor bizi yeniden. belki de hazır değiliz. belki tatil yapmamız lazım. belki hevesimiz kaçtı. belki biz bu araştırmacılığı sevmiyoruz. belki yatıp kitap okumak istiyoruz. belki emekliliğimiz geldi. belki de oturup çalışmaya başlayınca birden heyecanımız geri gelecek.


they rejected my paper.. it's sad. all of the critics demanded more definitions, more clarity, more details concerning the process, and implicitly, less speculation, more concreteness. and they are right. the text is not clear, it is fiercely bombarded with "quoted phrases" that aren't defined anywhere, it doesn't include enough details, and it seems like it is hiding shortcomings -which is true. i wrote it very fast, the study was immature, there were problems, i wasn't careful, indeeed i was somehow expecting to have time to revise the text, if it was to be accepted... well, ofcourse they were expecting a finished academic text, with possibly minor issues... but, i must admit, i wasn't expecting these real critics at an arts and design conference...

now, i still have to publish... which doesn't feel nice. i have given myself to reading for the last five weeks.. they were asking: "when will we be back at work researcher?" but i was already at work. i was reading. and this could have gone forever. now i have to start producing again. a harder and more serious period of study is awaiting; compared to reading the most exciting texts on earth all day long on my lovely armchair... perhaps we're not ready yet.. perhaps we need a vacation. perhaps we have lost interest... perhaps we don't like researching... perhaps we just want to lay down and read... perhaps our retirement is due. perhaps when we sit down and start working again, all of a sudden, our excitement will return.

5 Ocak 2010 Salı

sevgiliakademyakafamçokdolubirazyalnızkalmayaihtiyacımvar | infertilecommunicationoutoffutilediscussionorfutilediscussionoutofinfertilecommunication?

çeşit çeşit rapor var, yazıyorsun, onaylatıyorsun ("uygun mu" değil "olmuş mu" türünden), gerekli yerlere bir üst yazıyla yolluyorsun. sonra çeşit çeşit görüşme var. önce tarihini belirliyorsun, randevusunu alıyorsun mailleşmesi var, sonra teknik meseleleri var, yardım lazım oluyor çeşitli kapalı devrelerde haberleşip duruyorsun onu bu hatta bekletiyorsun öbür hattı teyit ediyorsun sonra burayı teyit ediyorsun bu sefer öbür hattan haber geliyor tekrar turları dönüyorsun e bir takım zaman kısıtları var kolay değil ama halloluyor, neyse çeşit çeşit görüşme var onlar da görüşülüyor, sen raporlarını yollamışsın bakılacaktır okunacaktır diye... raporunu samimiyetle (sonuç olarak akademik kalıpların, hatta bütün kalıpların dışında) hazırlarsan raporun yüzüne bakıp bu ne böyle der gibi konuşuyorlar, akademik ciddiyetle hazırlarsan bu sefer kim okuyacak bunu diyenler oluyor, bazıları okumuyorlar, bazıları üstünkörü okuyorlar, sonra görüşmeden ne bekliyorsun? ben görüşmelerden geribesleme beklemiyorum. bende de sorun var herhalde, nasıl bir tarzım varsa pek işin detayına inen sorular sorulmuyor bana, hayır sorulsa ben de toplatılarda kavga çıkarabilirim gergin tez izlemeler yaşayabilirim bir eksiğim yok o açıdan (fazlam var). en fazla işin geneline yönelik sorular geliyor. o da iyi. ama doğru işte. doğru söylüyorlar yani. basit. diyebildiğim bu: e öyle. bir de kalıp sorular var, bunların cevabı benim için ya oldukça kişisel ya da cidden incelikli ve fena halde tartışmaya açık. bunları gerçekten yanıtlamaya kalkarsam ne demek istediğim bile çok anlaşılmıyor, kalıp yanıtlar isteniyor aslında ve bu tür yanıtlar vermeyi becerenlerin çalışmaları bana ölesiye tatsız ve sıkıcı geliyor. genelde bu soruları gelecek görüşmelere erteleyerek sırtımdan atıyorum. (gerçekteyse asla yanıtlamayacağım. zaten en sonunda ürün ortaya çıkınca bu sorularla uğraşmayı gerekli görmeyecekler.) orda da toplantı bitiyor. teşekkür ederiz gönülsüzcüm, görüşmek üzere.

meetings fall short. then why all this toil to appoint each other at that specific date? or why leave all the exciting study to write reports and have them "confirmed"? in the researcher's case, communication is not fertile, and this academic type is mere distraction. because during the meetings the researcher effectively eliminates all discussion, and there is a reason to it: it feels that most of these discussions will turn out to be futile attempts at communication.... circular?

4 Ocak 2010 Pazartesi

frivolous heuristics

but why this rule and not the other?
_some of the heuristics might have resulted from some particular practical expediency, thus might be explained explicitly.
_but the only reason for some of them to be chosen and be adopted so fervently might be just that they are not apparently useless, and that we need some concrete direction to move on; just moving on: an abstract scheme of practicality. you don't calculate every outcome before moving on, you are constantly moving on, so in a way continuously scanning a region of potentialities, and not the other regions, and that's all.

when it comes to architectural design, we have both types of heuristics, but it's hard and sometimes unnecessary to identify, in terms of this distinction, a particular heuristic that we frequently utilize. indeed most of our 'global' heuristics that we express as "i like the idea", or "this doesn't seem right," without explicating the reasoning mechanisms (which most of the time elude us) are quite versatile and multifaceted, in that, they, at one swoop define a whole strategy and direction that enable us to move on. it seems that we have global strategies stored as 'patterns'. we feel/experience them as ideas, feelings, tastes or just frivolity; we like to seem strange sometimes. operating in a world like ours, our computer programs should incorporate frivolity and gratuitousness, this is not to exalt free will, this is practicality.